-
read
- okumak
-
write
- yazmak
-
listen
- dinlemek
-
put
- koymak
Example: Put it here
-
cut
- kesmek
-
drink
- içmek
-
eat
- yemek
-
want
- istemek
Example: What do you want
-
swim
- yüzmek
-
catch
- yakalamak
Example: Catch the ball
-
laugh
- gülmek
-
cry
- ağlamak
-
run
- koşmak, -akmak, -yönetmek
Example: I have been running this business for more than 10 years
-
sleep
- uyumak
-
wakeup
- uyanmak
-
wash
- yıkamak
-
drive
- sürmek
-
sit down
- oturmak
-
stand up
- ayağa kalkmak
-
stand
- ayakta durmak
-
drink
- içmek
-
ask
- sormak
-
answer
- cevap vermek
-
kick
- vurmak
Example: kick the ball
-
teach
- öğretmek
-
learn
- öğrenmek
-
fly
- uçmak
-
smoke
- sigara içmek
Example: Don't smoke here
-
wash
- yıkamak
-
watch
- izlemek
-
happen
- olmak, - bir olayın olması
-
carry
- taşımak
Example: carry the bag
-
hurt
- incitmek
-
look
- bakmak, -gözükmek
-
see
- görmek
-
have rest
- ara vermek
-
oil
- petrol, -yağ
-
million
- milyon
-
billion
- milyar
-
so
- işte bu yüzden(sonuç bildirir)
-
because
- çünkü/-dığı için(sebep bildirir)
-
road
- yol
-
abroad
- yurtdışı
-
study
- çalışmak, -okumak(okul okumak)
-
know
- bilmek
-
tell(told)
- anlatmak, -söylemek
-
say
- söylemek
-
sell(sold)
- satmak
-
buy(bought)
- satın almak
-
shut : close
- kapatmak
-
talk
- konuşmak
-
walk
- yürümek
-
visit
- ziyaret etmek
-
keep(kept)
- tutmak
Example: Keep the change, - You can keep it
-
find(found)
- bulmak
-
search
- aramak
-
give(gave-given)
- vermek
-
cook
- pişirmek
-
wear(wore-worn)
- giymek
-
spell
- hecelemek
Example: Can you spell your name
-
forget(forgot-forgotten)
- unutmak
-
climb
- tırmanmak
-
breakfast
- kahvaltı
-
lunch
- öğle yemeği
-
dinner
- akşam yemeği
-
last
- son
-
first
- ilk
-
at last
- sonunda
-
at least
- en az